Quantcast
Channel: Burak Kartal » steve jobs
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3

Jobs Film

$
0
0

Büyük merakla aylardır beklediğim, çekim süreçlerinde medyaya sızan görüntülerinde heyecanlandığım ve geçtiğimiz cuma günü gösterime giren Jobs‘u fırsat bulamadığımdan dolayı 3 gün gecikmeli olarak izledim.

Öncelikle şunu söylemeliyim ki eğer konu hakkında yeteri kadar bilgili ve detaylara hakimseniz bu film sizi tatmin etmeyecektir. Filmde bir çok olay atlanmış ve ya özet geçilmiş, görmeyi beklediklerinizi göremeyeceğiniz, kişisel mevzulara daha çok değinilmiş bir film.

Lisa zamanları özensiz işlenmiş ve özellikle Macintosh üzerinde yeterince durulmamış, Jobs’ın Xerox Parc‘da grafiksel kullanıcı arayüzünü keşfedişinden ve mouse’dan hiç bahsedilmemiş (Steve’in yaptığı bu ziyaret kişisel bilgisayarların gelişimi konusunda çok önemli bir rol oynar. Xerox Alto, mouse ve ethernet’i üzerinde barından ilk grafiksel kullanıcı arayüzünü kullanan bilgisayardır fakat Xerox ürettiği bu ileri teknolojinin ticari yönünü fark edemeyerek ürünü piyasa sürmemiştir).

“İyi ki bize gösterdiler çünkü kendileri hiçbir zaman onu kullanamadı ve başarıya çeviremedi.” – Steve Jobs

Böylesine önemli bir olayın filmde işlenmemiş olması filmin ne derece etkili bir biyografik yapıya sahip olduğunun kanıtı aslında. Filmde GUI‘nin ve mouse’un hayatımıza nasıl girdiğinin anlatılması, Jobs’un bu konudaki ileri görüşlülüğünün işlenmesi gerekirdi.

Microsoft’un Macintosh işletim sistemini kopyalaması saniyelerle anlatılmış, Jobs’un Apple’dan kovulduktan sonra kurduğu NeXT filmde bir kaç kare ile gösteriliyor, Pixar‘ın adı bile geçmiyor, Apple’a geri geldikten sonra batacak bir şirketi dünyanın en değerli şirketi haline getirmesi sürecinden hiç bahsedilmiyor. iPod, iTunes, iMac, iPhone, iPad gibi devrim yaratan cihazların bu dönemde gelmiş olmasına rağmen filmde hiç değinilmemiş olması can sıkıcı noktalar olarak göze batıyor. Kurucu ortaklarından Steve Wozniak’ın film için yaptığı kötü yorumlar boşuna değilmiş.

JOBSposter

Jobs’ın bitmek bilmeyen hırsı ve inanılmaz egosu film gerçekçi olacak diye gaddarca işlenmiş. Bu karaktere sahip olmasının yanında insani yönlerinin hiç işlenmemiş olması çok acımasızca.

Ashton Kutcher’ın Steve Jobs’a benzerliği bir kenara iyi bir seçim olduğu karaktere yansıttıklarından belli oluyor. Jobs’un karakteristik yürüyüşünü dahi kullanan Kutcher film için elinden geleni yapmış. Yine de muhteşem bir oyunculuk sergilediğini söyleyemem ama bu rolü oynayabilecek insanlar arasında herhalde en iyisidir diyebilirim.

Jonathan Ive karakterini keşke biraz daha işlemiş olsalardı. Filmin sonlarında Jobs’la bir kaç dakikalık konuşmasında ne kadar özgün ve farklı düşüncelere sahip bir kişilik olduğu açıkca belli oluyor. Ive Apple için devrim niteliğindeki bütün cihazların tasarımında önemli rol oynamıştır. Filmin belkide tartışmaya açık olmayan tek yönü ise müzikleriydi. Muhteşem soundtrack’ler izleyicinin seyir zevkini arttırıyordu.

Filmde ince detaylar da yok değildi;

-spoiler-
Son sahnelerde Steve’i tekrar Apple’da CEO olarak görmek isteyenler Apple HQ’da bir masada çalışan Steve’e yaklaşırlar. Steve dinlediği cd çaları kapatmak için iki defa (2. si sert olacak şekilde) tuşa basar yani cd çalar ilk seferde kapanmaz. Bu sahne 2001′de çıkacak olan muhteşem tasarıma sahip iPod’a göz kırpar.
-spoiler-

Özetle biyografik detaylara hakim olanların pek beğenmeyeceği konuya yabancı olanların, Jobs’u sadece Apple’ın CEO’su olarak tanıyanların ise eleştirel yaklaşım sergilemeyeceği vasat diyebileceğim bir film. The Social Network tadında beklentilerle giderseniz üzülürsünüz ve eğer gerçekten Steve Jobs hakkında biyografik bir film izlemek istiyorsanız Pirates of Silicon Valley‘i izlemelisiniz.


Viewing all articles
Browse latest Browse all 3